İngiltere’de Futbol ve Holiganizm: Taylor Raporu’nun Ardından Değişim Süreci

Stadlar eylem alanıydı… Politik

Stadlar eylem alanıydı…

Politik atmosfer, İngiltere’de 1966 yılında kazanılan Dünya Kupası ile birlikte holiganizmin ilk belirgin etkilerini göstermeye başladı. Tarihe “68 kuşağı” olarak geçen gençlik hareketleri, işçi eylemleri, kulüp yöneticilerinin hataları ve medyanın olumsuz etkisiyle holiganizm, bir akıma dönüştü. Sistemden rahatsız gençler ve işçi hareketleri, artık stadyumları mesajlarını iletmek için kullanıyordu. İngiltere’nin toplum hayatı ve futbolunun iç içe geçmiş olması nedeniyle, stadlar doğal bir eylem alanına dönüşmüştü.

Bu süreçte, The Sun ve Daily Mirror gibi gazetelerin holiganları öne çıkararak yangına benzin döktüğü görülüyordu. Stadlarda olay çıkaran ve kaotik durumlar yaratan kişiler, haftanın taraftarı olarak seçilmekte bir sakınca görülmüyordu. Holiganizm, medyanın yanı sıra akademisyenlerin de dikkatini çekti, ancak bu araştırmalar soruna kesin bir çözüm getirmedi. İngiliz futbolu kısır bir döngüye sürüklenirken, stadlar sosyal sorunları dile getirmek isteyenlerin platformu haline geldi ve futbolseverler evlerinde oturmayı tercih etmeye başladı.

Facialar dönemi…

Holiganizmin kara bir leke olarak tarihe geçtiği önemli olaylardan biri, 1985’te Juventus ile Liverpool arasında oynanan Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde Heysel Stadı’nda 39 kişinin ezilerek ölmesiydi. Bu trajik olay, İngiliz futboluna Avrupa kupalarından men cezasını getirdi ve hükümet ile kulüpler, holiganizme karşı ortak bir çözüm bulma kararı aldı. Ancak, sorunun çözümü için daha önce hazırlanan raporlarda başarılı bir çözüm bulunamamıştı.

Taylor raporu ve İngiltere futboluna etkisi…

İşte bu noktada, Savcı Lord Peter Taylor’ın 1985 yılında 96 Liverpool taraftarının ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili hazırladığı Taylor Raporu devreye girdi. Taylor, raporunda holiganizmin beslendiği sebepleri medya, sosyal sorunlar ve kulüp yöneticilerinin yanlış davranışları olarak belirterek, soruna çözüm önerileri sundu. Rapor, hükümet tarafından hızla uygulamaya konuldu ve ilk adım olarak tüm statlardaki ayakta maç izleme tribünlerinin oturmalı hale getirilmesini sağladı. Önde gelen kulüpler de statlarını modernize etti ve holiganizme karşı caydırıcı tedbirler alındı.

Bu süreçte devlet, kulüpler ve taraftarlar işbirliği yaparak holiganizmin önüne geçti. Stadyumların modernleşmesi ve güvenliğin artırılmasıyla holiganizm büyük ölçüde önlendi. Holiganlara karşı caydırıcı cezaların uygulanmasının yanı sıra, kulüpler maç biletlerinin fiyatlarını artırdı ve polisler kara listeler oluşturarak potansiyel sorun çıkaranları takibe aldı. Sonuç olarak, 1990’lı yılların başından itibaren seyirci sayısında artışlar yaşandı ve İngiltere statları şiddetten arınmış, futbol şölenlerine dönüşmüştü. Kadın ve çocukların maçlara olan ilgisindeki artış, futbolun kültürünün bir parçası haline gelmesini yansıtıyordu.

 

Seyirci sayısı %80 arttı…

Geçtiğimiz haftada vurguladığımız gibi, İngiliz Futbol Ligi’nde ortalama seyirci sayısı hızla yükseliyor. 1992 yılına kadar olan “Division 1” döneminde, 1988’de 18 bin, 1989’da 18 bin 500, 1990’da 19 bin 500, 1991’de 19 bin 500 ve 1992’de 20 bin 400 olan seyirci ortalaması, 1998’de 24 bin 800’e, 1999’da 25 bin 400’e yükseldi. Günümüzde ise Premier Lig’in seyirci ortalaması 35 bin 155 kişiye ulaştı. Yani, 1992’den bu yana geçen 19 yılda ortalama seyirci sayısı %80 arttı.

Yayın gelirini arttırmayı başardılar…

Bu dönemde Premier Lig, ortalama maç günü gelirini de 11.2 kat artırdı. 1992’de “Division 1″den “Premier Lig’e” geçişle birlikte statlar yüksek gelir grubundaki taraftarları çekmeye başladı. Bu değişim, İngiliz kulüplerinin yeni gelir kaynakları yaratmasına olanak tanıdı ve Premier Lig adeta bir gelir canavarına dönüştü.

Artan seyirci sayısı, doluluk oranlarının yükselmesine yol açarak Premier Lig’in daha fazla izlenmesine katkı sağladı. Bu da yayın gelirlerinin 11 milyon sterlinden 1 milyar 134 milyon sterline çıkmasına neden oldu.

Seyirci sayısındaki artış, maç günü gelirlerinde de büyük bir artışa neden oldu. 1991’de 53.7 milyon sterlin maç günü geliri elde eden “Division 1”, 1992’de Premier Lig’e geçerek bu gelirini 59.7 milyon sterline, 2000 yılında 247 milyon sterline, ve günümüzde (2011’de) 665 sterline yükseltti. İngiliz futbol liginin geliri 1992-2011 arasında tam 113 kat artarak dikkat çekici bir ekonomik başarı hikayesi yazmıştı. Günümüzde ise İngiltere yayın geliri havuzu 2.5 milyar sterline ulaşmış durumda.

En popüler lig olmayı başardılar…

1980’li yılların başında popüler olmaya başlayan İtalya Seri A Ligi, İngilizlerin doğru hamleleriyle popülerliğini yavaş yavaş kaybedip 2000’li yılların başından sonra Premier Lig’e teslim etti.

İşte en popüler ligler ve yayın gelirleri…

  1. İngiltere Premier Lig: 1.9 milyar sterlin
  2. Bundesliga: 1.1 milyar Euro
  3. Laliga: 995 milyon Euro
  4. Seri A: 928 milyon Euro
  5. Ligue 1: 580 milyon Euro
  6. Portekiz Primeira: 160 milyon Euro
  7. Belçika Jupiler Pro: 103 milyon Euro
  8. Türkiye Süper Lig 97 milyon Euro
  9. İskoçya Premiership: 29 milyon Euro